BeyazBulut çocukları sizi selamlıyor Sayın Gülten Dayıoğlu. Öncelikle BeyazBulut çocuklarına çocukluğunuzdan bahseder misiniz?
Ben orta halli bir Anadolu ailesinin tek çocuğuydum. Oldukça yaramazdım. Evcilik yerine erkek çocuklarla koşturmayı, oynamayı severdim. Ağaç tepelerine tırmanmak da tutkularımdan biriydi. Vücudumda bunca yaramazlık sonucunda oluşmuş on kadar yara izi var. Dışa dönük coşkulu, meraklı, her şeyin ibini dibini araştıran, sorduğum sorularla aile büyüklerini canından bezdiren bir çocuk işte...
Çocukluğunuzdaki oyunlarınız oyuncaklarınız?..
15.5.1935'te doğmuşum. Sıkıntılı dönemlerdi. Okulda beş öğrenciye bir alfabe düşerdi. İkinci dünya savaşının zor gönlerini de soludum. O nedenle pek oyuncağım olmadı. O dönemin tüm oyunlarını mahalle arkadaşlarımla doya doya oynadım. Çelik çomak, longuz, yakan top, seksek, beş taş ve erkek arkadaşlarla aşık oyunu, en sevdiğim oyunlardı. Annemin çatal ağaç dallarını giydirerek bana bebekler yaptığını anımsıyorum. Bunun dışında ne taş bebeğim oldu ne de uyuyan bebeğim. Kedileri çok severdim. Duman adlı kedimle kardeş gibiydik. Onunla dertleştiğimi anımsıyorum. Onu yatağıma alır hatta kedime sarılarak uyurdum. O ölünce elimle bahçedeki erik ağacının altına gömdüm. Bir daha da onun gibi hiç bir kediye sahip olamadım. Yıllar önce memleketim olan Kütahya'ya gidip o erik ağacını aradım. Yerinde yeller esiyordu. Bahçeye beş katlı bir apartman yapılmıştı.
Buradan yazarlığınıza gelelin dilerseniz? Yazarlığınızla çocukluğunuz arasındaki bağ nedir mesela? Yazarlığınız?..
Yazarlık yeteneğimin doğuştan geldiğine inanıyorum. Çocukluğumda Anadolu'da masal analarından çok masal dinledim. Hayal kurmayı çok severdim. İlkokul üçüncü sınıftayken, öğretmenim, sevgili Ayşe Bumin, yazılı anlatım ödevlerime bakarak yeteneğimi yakaladı. Sen yazar olacaksın, diyerek beni yönlendirmeye başladı. Daha sonraki öğretmenlerim de yeteneğime sahip çıktılar. Çok kitap okudum ve okumaktayım. Yazarlıkta çıraklık dönemim uzun sürdü. Ancak 1963 yılında okurlarıma kavuşabildim. 70 kitabımla hâlâ da onlarla iç içe, yürek yüreğeyim. Çocukluğumdaki çevrem ya da aile büyüklerimle yazarlığım arasında bir ilişki yok diye düşünüyorum..
Dünün çocukları-bugünün çocukları.. Ne kadar farklı? Çocuk duyarlığına bu değişimin etkisi ne?
Şimdiki çocuklarla bizim çocukluğumuz arasında elbette dağlar kadar fark var. Ama çocuk duruşu, çocuk kalbinin sıcaklığı, çocuk duyarlılığı sürüyor bence.
Unutamadığınız anılar ya da unutamam dediğiniz şey?
Annemle babam ayrılmışlardı. En büyü acıyı bu yüzden çektim. İkisi arasında gidip gelirken, elbette sevinçler de yaşadım.
Çocukken okuyup etkilendiğiniz yazar? Yazarlar ya da?
Kemalittin Tuğcu'nun romanlarını çok okurdum. Hem hüzünlenir hem de yaşam dersi edinirdim. Pollyanna da beni çok etkilemişti.
O zamanlar yazarlara nasıl bakardınız mesela? Yazar deyince sizdeki çağrışımı neydi?
Çocukluğumda yazarlarla ilgili pek düşünce oluşturmamıştım. Daha doğrusu o bilinçte ve öyle bir ortamda değildim.
Büyüyünce ne olmak isterdiniz?
Büyüyünce öğretmen ve yazar olmak isterdim. İki dileğim de gerçekleşti çok şükür.
Tüm BeyazBulut çocuklarına sevgi ve iyi dileklerimle selamlar gönderiyorum.
Yazarın internet sitesi: www.gultendayioglu.com |