Eylülle beraber baharın sonu da geldi ama bir başka bahar onunla birlikte geldi. Anladınız değil mi hangi bahardan bahsettiğimi? Ramazan baharından söz ediyorum tabii ki. Okullar da açıldı. Şimdi gündüz okullar, gece camiler cıvıl cıvıl. Hemze'yi sorarsanız Kur'an kursunu bitirdi; arkadaşı Dombiliyle beraber okulun yolunu tuttular. Hemze Kur'an kursunda çok şeyler öğrendi. Hemze'nin yazarı onları sizinle paylaşacaktı ama bir yandan Ramazan'ın gelmesi, bir yandan okulların açılması Hemze'nin maceralarının yarıda kalmasına yol açtı. Buna rağmen Hemze dedi ki: "Tamam biliyorum Ramazan geldi, okullar açıldı. Bulutkuş benim şu cenaze namazı kılma maceramı da yayınlasın ondan sonra ne isterse onu yazsın" dedi. Ben de Bulutkuş'a sordum "Olur" dedi. Bakalım kimin cenaze namazını kılmış Hemze ve arkadaşları:
Er Kişi Niyetine
Şeker Hoca bugün kursu erken bitirdi. Bize "Siz bekleyin, öğle namazından sonra cenaze namazı kılacağız." dedi. Dombili'nin sesi titredi.
- Ne cenazesi hocam, ben ölüden korkarım, dedi. Mülayim:
- Ölüden korkulmaz ibret alınır, dedi her zamanki bilmiş tavrıyla. Benli:
- Ben kalırım arkadaş. Hiç cenaze namazı kılmadım bu iyi bir fırsat olur, dedi.
- Sanki ben çok kıldım ben de bekliyorum.
Şeker Hoca'ya "Siz gidin, ben Dombili'yi ikna ederim" dedim. Dombili bizden cesaret almış olmalı ki; "Tamam tamam ben de kalıyorum, ne yapalım başa gelen çekilir" dedi.
Bir müddet sonra Şeker Hoca'nın o güzel sesi yankılandı. Hüzünlü bir okuyuşla salayı bitirdi. Sonra açıklama yaptı:
- Mahalle esnafımızdan Veysel oğlu kasap Hacı Emin hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi öğle namazını müteakip Kaptan Paşa camiinden kaldırılıp, Buruk mezarlığına defnedilecektir. Allah rahmet eylesin.
Bunu üç kez tekrar etti. Benli "Ya bu bizim Emin Amca, vefat etmiş ha" dedi. Dombili üzüldü Emin Amca'nın öldüğüne. Çünkü annesi en çok Dombili'yi gönderirdi et almaya kasap Emin Amca'ya. Dombili'nin bu hale gelmesinde Emin Amca'nın etlerinin katkısı oldukça fazladır.
Aradan biraz zaman geçti, Şeker Hoca öğle ezanını okumaya başladı. Bu ara kalabalık bir grup tabutun içindeki Emin Amca'yı camiye getirdiler. Caminin önündeki yüksekçe bir taşın üstüne koydular. Bu taşa musalla taşı dendiğini daha önceden öğrenmiştim.
Ezan bitti. Camiye öğle namazı için girdik. Namaz bittikten sonra Şeker Hoca cübbesini ve sarığını çıkarmadan avluya çıktı, cemaat de arkasından. Musalla taşının önüne geldi. Cenaze namazının nasıl kılınacağını kısaca anlattı. Benli, "Kolaymış" dedi. "Zor olan tabutun içinde olmak" dedi Mülayim. Şeker Hoca "Er kişi niyetine" dedikten sonra "Allahü ekber" diyerek tekbir aldı. Biz de ona uyduk. böylece ilk cenaze namazımızı da kılmış olduk. |