| Resimleyen: Fatma Mezarcı
Zeynep (sol) ve Hilal (sağ) |
Geçtiğimiz aylarda iki tatlı misafir renk kattı hayatıma. Zeynep (8) ve Hilal (5) isimli prensesler, bilmiş tavırlarıyla, insanı ters köşeye düşüren sorularıyla hatta sadece oynadıkları oyunlarıyla ufkumu genişlettiler. Onların hayata baktıkları nokta hakkında bilgi veren bir örneği sizinle paylaşmak istedim:
Zeynep ve Hilal evin içinde koşu yarışı yapmaya karar verdiler. Her çocuk gibi koşunun yanına bir de ses efekti ekleyerek çığlık çığlığa bir o tarafa bir bu tarafa koşmaya başladılar. Zeynep yaşça Hilal'den büyük olduğu için her seferinde onu yeniyordu. Yarışın sonunda ise sevinçten zıplayarak "Beni seni geçtim, ben seni geçtiim" diye bağırıyordu. Bu sahne karşısında Hilal'in tepkisi ise görülmeye değerdi. Zeynep'e bakıp onun yaptığını yapıyor, büyük bir mutlulukla hoplaya hoplaya bağırıyordu: "ben seni geçemedim, ben seni geçemediim..."
Hilal'in zihninde "kaybetmek, yenilmek ve başarısız olmak" gibi çok ciddi problemlerin olmadığını görmek zor değil. Çocukların zihin yapılarının "büyük" olarak nitelendirilen bizlerden farklı olduğu muhakkak. Dolayısıyla anne-baba ve öğretmen gibi örnek alınan liderler başta olmak üzere bir çocukla iletişim kuracak olan herkesin bu gerçeği göz önünde tutması, daha sağlıklı bir iletişim için önemli bir adımdır. Bizim olayları algılama tarzımız ile onların algılarının uyuşmadığı durumlarda iş, daha ziyade büyüklere düşmektedir. "Yahu bu çocuk niçin böyle davranıyor?" demektense onun kendine göre gerekçelerinin olduğunu kabul etmek daha anlamlıdır. Nitekim çocuklar da zaman zaman büyüklerin ne dediklerini anlamadıklarından şikayet ederler. Birbirini anlamayan iki kutup, "çocuklar ve büyükler", olarak ayrılmaktansa farklı bakış açılarına sahip olduklarını kabul eden insanlar olabilmek önemlidir.
Değerli anne ve babalar;
Çocukların çevrelerini algılama tarzlarının farklı olduğunu kabul etmek, başarılı bir eğitim için de odak noktayı teşkil etmektedir. Onlara bir bilgiyi öğretmek veya bir davranışı kazandırmak, ancak onların dünyalarında değer taşıyan sunumlarla gerçekleşebilir. Bunun için de çocukların dünyasını daha yakından tanımaya çalışmak ve onları doğru tarafa yönlendirmek zor ama olması gereken bir çabadır. Çocuklar için büyümek, hayata bakış açılarının değişmesi anlamına gelmektedir ki bu noktada çevrenin etkisi büyüktür. Sağlıklı bir gelişim dönemi geçirmeleri için "büyüme yolunda" çocuklarımızın ellerinden tutmalıyız. Ancak unutmamalıyız ki; bu ifade tek taraflı bir eğitim sürecini içermez. Bırakın büyürken çocuğumuz da bizim elimizden tutsun. Mücadele içinde geçen ömrümüzde kimi zaman bir çocuk olabilmek, bizim için de hayat kurtarıcı bir tecrübe olabilir.
Sımsıcak bir huzurun yuvalarınızı sarması dileklerimle... |