Mırmır: Zırzır'cım bayram geldi. Bayramın kutlu olsun.
Zırzır: Senin de Mırmır'cım. Ama sabahın bu erken saatinde neden geldin ki? Ne güzel uyuyordum. Akşamleyin de bayramlaşabilirdik oysa.
Mırmır: Benim şu dünyadaki en iyi arkadaşım sensin Zırzır. Bayramını erkenden kutlamak istedim. Kötü mü ettim?
Zırzır: Sağolasın Mırmır. Beni çok duygulandırdın. Hatta sevinçten ağlayabilirim bile.
Mırmır: Aman dur, sulugözlüğün sırası değil. Bugün bayram. Bayramlar sevinç günleridir. Kurt kuş, börtü böcek herkes mutlu olur bayramda. Tabi kediler de... Hem seninle birini ziyaret edeceğiz bugün. Ağlayıp durursan götürmem bak.
Zırzır: Onu bunu bilmem de karnım çok fena zil çalıyor benim Mırmır. Ziyaret yerine ziyafete gitmeyi tercih ederim. Güzel bir lokantayı ziyaret edeceksek gelirim. Bir aydır oruçluyuz, şöyle güzel bir sabah kahvaltısını özledim doğrusu.
Mırmır: Of Zırzııır, yine oburluğun üstünde. Oysa bilmiyorsun, bu ziyaretten sonra çok kazançlı çıkacağız ikimiz de.
Zırzır: Öyle mi? Yemek yerine para da olabilir tabi. Ziyaretten sonra kendimize bir güzel ziyafet çekeriz o zaman.
Mırmır: Bilmiyorum. Önce ziyaretimizi bi yapalım.
Zırzır: Nereye gideceğiz peki?
Mırmır: Hadiii. Yolda anlatırım.
* * *
Zırzır: Ah canım Mırmır'cım. Kasaptan ziyafet için et alacağımızı neden söylemedin daha önce? Koşa koşa gelirdim, rüyamda bile gelirdim hatta. Gerçi sabah kahvaltısında et pek iyi gitmez ama aç kalmaktan iyidir, değil mi?
Mırmır: Bu etleri bizim yiyeceğimizi de nerden çıkardın Zırzır?
Zırzır: Ya... Ne diyorsun? Bak ağlayacağım şimdi. Kim yiyecek biz yemeyeceksek?
Mırmır: Bu etleri hasta Pırpır için aldık. Hatırlasana geçen bayram da ziyaret etmiştik onu. Hâlâ iyileşemedi zavallıcık. Bayramda hastaları, yaşlıları ziyaret etmek, onları sevindirmek gerek, bilmiyor musun?
Zırzır: Peki ben şimdi aç karına ne yapacağım Pırpır'ın yanında? Karnımın gurultusuyla mı bayramlaşacağım? (Ağlamaya başlar)
Mırmır: Ağlama gene Zırzır. Bir yolunu buluruz. Sabret hele.
(Ziyaretten sonra)
Mırmır: Gördün mü, Pırpır ne kadar sevindi ziyaretimize. Çok kazançlıyız Zırzır çook!
Zırzır: (Ceplerini karıştırır) Ben pek bir kazanç göremiyorum Mırmır. Yoksa sahte para mı verdi bize bu Pırpır?
Mırmır: (Gülerek) İlahi Zırzır! Hiç güleceğim yoktu. Biz bu ziyareti Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yaptık. Karşılığını da yalnızca Allah'tan bekleriz. Üstelik görmedin mi Pırpır'ı açlıktan kemikleri sayılıyordu nerdeyse. Garibimin parası olsa kendisine yiyecek bir şeyler alırdı.
Zırzır: Haklısın Mırmır, utandım şimdi. Karnımın gurultusunu bile unuttum. Yok mu daha başka ziyaret edilecek yerler? Otuz gün aç durdum, bir gün daha dursam ne çıkar ki?
Mırmır: Aferin sana Zırzır. Şimdi de büyük büyük dedelerimizin mezarlarını ziyaret edelim seninle. Bayramlarda mezar ziyaretleri de çok önemlidir. Birlikte birer Fatiha okur, sonra da Lokantacı Rasim'in orada bir güzel ziyafet çekeriz kendimize, ne dersin?
Zırzır: İşte bayram bu, derim. Haydi Mırmır çabuk olalım da midelerimiz de bayram etsin. Onların da bizim kadar bayram etmeye hakları var, değil mi ama? |