Kar gibi aziz masal - 4. bölüm
Bilmiş Köşeli Kar Tanesi seneler sonra ilk kez kar yağan bir şehre inmişti. Kar yağdığını gören çocuklar parkları doldurmuşlardı. Kartopu oynuyorlardı. Çevredeki kar tanelerinden Oval Kar Tanesi, Köşeli'ye soru soruyordu:
- Merhaba, sizin kaç köşeniz var acaba?
Köşeli gözlerini süzerek cevap verdi:
- Okulda sana her kar tanesinin altı köşesi olduğunu öğretmediler mi?
- Hatırlamıyorum.
- Matematik dersinde sayıları öğrendiysen kaç köşen olduğunu sayarak da bulabilirdin?
-Haklısın, biir, iki, üüç, dört, beeş, yediii!
- Altı nerede?
- Bilmiyorum. Sen mi aldın yoksa?
- Ben senin köşelerini ne yapayım?, diye bilmişçe cevap verdi Köşeli.
- Peki o zaman hepimizin altı köşesi varsa senin adın neden Köşeli?
Köşeli donakalmıştı. Hep başkaları mı donakalacaktı? Bu seferde o donakalmıştı. Fakat asıl sorun bu soruya kendisinin cevap vermesiydi. Hep soru sorduğu için cevap vermeye alışkın değildi. Sesi titriyordu:
- Bu... Buras... Burasııı biraz soğuk oldu galiba. Başım ağrımaya başladı. Akş... Akşamm konuşmaya devam edelim. Ne dersinnn?!!
Düşünmeye başladı. Adı neden Köşeli'ydi acaba? Bilgiç Kırağı olsaydı ona danışırdı. Şimdi ne yapacaktı? Parkta Oval Kar Tanesi ile karşı karşıya gelmemeye çalışıyordu.
Düşüncelere dalmışken, çocuklardan biri bağırdı:
- Heey, hadi kardanadam yapalım!
Köşeli:
- Yine mi kardanadam? Dünyadaki bütün çocuklara kardanadam yapmayı kim öğretti? Hepsi kar yağınca neden kardanadam yapıyorlar acaba? Neden kardaninek yapmıyorlar? Ya da kardançocuk?..
Bu sırada çocuklardan biri Köşeli'nin de içinde bulunduğu bir kartopunu arkadaşına doğru fırlattı. Kartopu hızla diğer çocuğun koluna yapıştı. Köşeli panik halinde açıklama yapıyordu:
- Af edersiniz bayım. Umarım kolunuz acımamıştır. Beni şu arkadaşınız gönderdi. Kötü bi niyeti yok, diye dur durak bilmeden açıklamalarına devam ederken çocuk da başka bir kartopunu diğer arkadaşına attı. Köşeli:
- Ben susayım, siz eğlenin, dedi. Tam üstünü başını silkelerken "küüüt" diye bir kartopu üstüne düştü. Köşeli, kartopu altından kısık bir sesle konuşuyordu:
- Biraz öteye gider misiniz lütfen? Ezildim de... Umarım köşelerim kırılmamıştır, diye ekledi.
Köşeli bir de ne görsün! Üstüne yapışan kar tanesi bizim Yuvarlak Kar Tanesi'ymiş meğer. Yuvarlak:
- Köşeliiiii, özlemişim seni, diyerek sıkıca sarıldı.
- Yuvarlak, demek aynı yere inmişiz.
- Hatırlasana Köşeli, benim adresimi sen okumuştun.
- Hımm... Unutmuşum. Ama benden sonra geldin, bi yere mi uğradın?, diye sordu Köşeli. Yuvarlak cevap verdi:
- Şeyy... Biraz yuvarlak olduğum için senin kadar hızlı inemiyorum. Köşeli:
- Evet sen yuvarlaksın, ben köşeli. O sırada bir soru daha aklına geldi. Ama senin de altı köşen var. Neden adın Yuvarlak?
Bu sorunun cevabı çok önemliydi. Yuvarlak gayet sakin cevap verdi:
- Hepimizin köşeleri var. Hem de altı tane. Ama senin köşelerin daha sivri olduğundan senin adın Köşeli. Benim köşelerim ve kollarım daha kısa olduğundan adım Yuvarlak
Köşeli, Yuvarlak Kar Tanesi'nin boynuna atılmamak için kendini zor tuttu. Parkta Oval Kar Tanesi'ni aramaya koyuldu.
-SON- |