| Resimleyen: Gülşan Kanbur |
Eski zamanların birinde, Kuzguncuk'ta tam da Boğaziçi'ne bakan bir tepede, genç bir kiraz ağacı vardı. Bu ağaç öylesine güzel, öylesine şirindi ki, gören bakmaya doyamazdı. Her bahar mevsiminde kıpkırmızı çiçekler açardı Kiraz Ağacı. Çiçeklerinin rengi o kadar parlak olurdu ki, taa çok uzaklardan bile fark edilirdi.
Zamanla, Kiraz Ağacı'nın ünü her yana yayıldı. Dünyada, Kiraz Ağacı'nı duymayan, bilmeyen kalmadı neredeyse. Selanik'ten, Şam'dan, hatta Hicaz'dan insanlar, sırf Kiraz'ı görebilmek için Kuzguncuk'a koştular. Sonunda kiraz ağacının ismi, saraya kadar ulaştı. Padişah da bir Cuma namazından sonra Kuzguncuk'a uğrayıp, Kibirli Kiraz Ağacı'nı ziyaret etti. Doya doya seyretti Kiraz'ı. Gördüklerinden pek memnun kaldı. Hemen yanındakilere emir verip, ağaç için bahçıvanlar, bereketli topraklar ve soğuk pınarlardan kıymetli sular getirilmesini istedi.
Eeee, adı sanı bilinince, üstelik yedi iklimin padişahı da yanına kadar gelince, Kiraz da şımardı iyice. Kimseleri beğenmez oldu. Sustu kaldı öylece. Konuşsa da sinirli bir şekilde bağırdı çağırdı. Dalları arasına yuva yapmış kuşları, böcekleri, kelebekleri kovdu. Çocuklar ne zaman üstüne çıkmaya çalışsalar, bir kurnazlık yapıp düşürüverdi küçükleri.
Yaşlı ağaçlar, Kiraz Ağacı'nı uyardılar. "Bu yaptıkların çok fena. Sonunda sen zarar görürsün. İnat etme de bırak bu huyları." dediler. Ama Kibirli Kiraz hiçbirini dinlemedi. Surat asıp durdu. Çok geçmeden de yapayalnız kalıverdi. Diğer ağaçların üstü kuşlar, kelebekler, böceklerle dolardı. Çocuklar ağaçların arasında koşturur, rengarenk kuşlar da etraflarında şarkılar söyleyip uçuşurlardı. Kötü davranışlarından bıktıkları için kimse Kiraz Ağacı'nın yanına yaklaşmıyordu. Uçurtmalarla balonlar bile hep diğer ağaçların yakınlarında uçuyorlardı.
Kiraz Ağacı ise tek başınaydı. Sabahtan akşama kadar kibirli kibirli söyleniyordu. Böylece yaz geçti. Sonbahar geldi. Ardından da kış... Derken bahar oldu. Leylaklar, erguvanlar, erikler arka arkaya çiçeklerini açtılar. Ortalık bayram yerine döndü. Yer gök çiçekle doldu. Fakat Kiraz'da hiç bir değişiklik olmadı. Dallarında bir tomurcuk dahi yeşermedi.
Kibirli Kiraz Ağacı, bundan sonra bir daha çiçek açmadı. Yıllar sonra yaşlı ağaçlar, genç fidanlara kendini beğenmenin ne kadar kötü bir davranış olduğunu anlatırken hep kurumuş çirkin bir ağacı gösterdiler. Yani, bizim Kibirli Kiraz Ağacı'nı... |