Oyuncular:
1. Güleryüz 2. Tatlı Dil 3. Ela Göz 4. Koca Kulak 5. Yumuşak Kalp 6. Akıl 7. Güneş
1. SAHNE
Bütün organlar yerde yatmaktadır. Güneş doğarak sahneye girer, organlar yavaş yavaş uyanır ve ayağa kalkarlar.
DİL: Bismillahirrahmanirrahim.
BÜTÜN ORGANLAR: Ohh! Elhamdülillah.
GÜLERYÜZ: Günaydın dil kardeş. Sayende güne iyi başladık.
DİL: Teşekkür ederim. Yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.
GÜLERYÜZ: Bütün organlar adına senden bizim hakkımızı gözetmeni istiyoruz.
DİL: Ben ne yapabilirim ki?
GÜLERYÜZ: Bizim iyi olmamız senin elindedir. Sen doğru ve güzel olursan biz de doğruluk ve güzellik içinde oluruz. Sen kötü ve çirkin olursan biz de kötü oluruz.
DİL: Mümkün olduğu kadar az konuşurum.
GÜLERYÜZ: Evet az konuşan kınanmaz, itibarı da çok olur.
DİL: Konuşmam gerektiği yerde de konuşurum ama...
GÜLERYÜZ: Bence "ya hayır konuş veya sus."
DİL: Tamam ama ben konuşmayınca iş bitiyor mu? Gözün, kulağın, el ve ayakların kendilerini korumaları gerekmiyor mu?
GÜLERYÜZ: Elbette gerekiyor ama insanın hata ve günahlarının çoğu dilindendir.
DİL: Geçenlerde bir olay olmuştu da ben hiç konuşmamıştım ama göz o kadar sert, o kadar kötü bakmıştı ki ben bile korkmuştum.
(Elagöz söze girer.)
ELAGÖZ: Sizinle yüz göz olmak istemezdim ama bu konuda ben de bir şey söylemek istiyorum.
GÜLERYÜZ: Aman efendim iki gözüm, yüz göz olacak bir durum yok buyurun sizi dinliyoruz.
ELAGÖZ: Dil'e teşekkür ediyorum beni uyardığı için. Bundan sonra daha dikkatli olacağım.
(Kulak söze girer.)
KOCA KULAK: Ben de bir şey söyleyebilir miyim?
GÜLERYÜZ: Tabi kulakçığım, seni dinliyoruz.
KOCA KULAK: Geçenlerde bir söz işitmiştim: "Göz iki, kulak iki, ağız tek. Çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek."
DİL: Anlaşıldı anlaşıldı. İş gelip bende bitiyor. Peki, kalp ne diyor bu konuda bir de onu dinlesek...
(Kalp titreyerek ve nezaketle tane tane konuşur.)
YUMUŞAK KALP: Öncelikle dile teşekkür ederim beni dinlemek istediği için. Peygamberimiz buyurdu ki: "Vücutta bir et parçası vardır o et parçası iyi olursa bütün vücut iyi olur kötü olursa bütün vücut kötü olur işte o et parçası kalptir."
DİL: (Sevinçle) Yani benden çok senin dikkat etmen gerekiyor, senin sorumluluğun benden daha çok değil mi?
YUMUŞAK KALP: Evet sevgili dil, önemli bir görev üstlendiğimin farkındayım. Senin söyleyemediğin, kelimelerin yetersiz kaldığı durumlarda ben devreye giriyorum. Benim de bir dilim var biliyor muydun?
DİL: Ya bilmiyordum senin de bir dilin olduğunu.
YUMUŞAK KALP: Evet benim dilime kalp dili veya gönül dili derler
ELA GÖZ: Aynı zamanda benim göremediğim şeyleri de gördüğünüzü biliyorum.
YUMUŞAK KALP: Doğru söylüyorsun böyle bir özelliğim var. Senin göremediğin birçok şeyi görebiliyorum. Buna da kalp gözü diyorlar.
(Koca Kulak söze girer.)
KOCA KULAK: Bir defasında "Kalbi doğru olmayanın imanı, dili doğru olmayanın kalbi doğru olmaz." diye bir söz işitmiştim.
YUMUŞAK KALP: Doğru işitmişsin kulakçığım. Gördüğün gibi dil ile kalp sanki birbirini tamamlıyor.
DİL: Evet sizinle beraber olmaktan ben çok mutluyum.
YUMUŞAK KALP: Dil ile kalbin uyumu insanı mutluluğa ve huzura sevk eder.
AKIL: Deminden beri sizi dinliyorum. Konuştuklarınızın hepsine katılıyorum. Zaten kalp ve dil ile uyumlu olmazsa organlar arasında çatışma çıkar. Sonra da insanın aklı karışır.
DİL: Peki, insanın aklının karışmaması için ne yapması gerekir?
AKIL: Dil kardeş aklı başında bir insan "Kalbinde sıkıntı, vücudunda bitkinlik, rızkında eksiklik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan geldiğini bilmeli ve diline sahip olmalıdır."
DİL: Eyvah desenize yine döndük dolaştık başa geldik.
Güleryüz, Koca Kulak, Elagöz; Dil'e dönerek hep birden bağırırlar:
- Dilim, etme bizi dilim dilim.
OYUN BİTER. |