| Resimleyen: Dilek Gülcemal |
Kar gibi aziz masal - 1. bölüm
Karlar ülkesinde büyük bir telaş vardı. Kar ülkesi başkanı Bay Kar's elindeki buz mikrofon ile konuşmaya başladı:
Herkes beni dinlesin! Bu sesi duyan kar taneleri bir bir toplandılar. Bir araya gelince koca bir çığ gibi görünüyorlardı.
Başkan devam etti:
-İşte beklediğiniz vakit geldi. Yeryüzünde havalar soğudu. Herkes sizi bekliyor. Yarın bulutlardan aşağı süzülüp yeryüzüne ineceksiniz.
İniş yapacak taze karlardan sevinç çığlıkları yükselmeye başladı.
-Yaşasııınnnn, dedi kristal kar.
Köşeli kar atıldı:
- Bi sorum var sayın başkan, yeryüzünde ne kadar kalacağız?
Taze karların hepsi bi anda köşeli kara döndü. Bu hızlı dönüş kar ülkesinde rüzgar yapmıştı. Bu önemli bir soruydu. Başkan:
-Herkesin ne kadar kalacağı listelerde yazıyor. Bazı yerler daha soğuk bazı yerler biraz daha sıcak.
Köşeli kar, incecik sesi ile haykırdı:
-Sıcak mııı? Ama biz orda eririz!?
"Hayır" dedi başkan, "Sıcak bölgelere gidecek olanlar, buhar olup tekrar buraya dönebilecekler."
Herkes derin bir nefes almıştı. İçleri soğudu. Başkan, "konuşma bitmiştir, kendinize iyi bakın" diye ekledi. Sonra atkısını boynuna sararak cam kürsüden indi. Bu kısa süreli veda konuşması başkanı duygulandırmıştı. Gözlerinden birkaç damla buz aktı.
Sonra karlar arasında bir hareketlilik başladı. Listelerin asıldığı beyaz panoya yöneldiler. İnecekleri yerleri not ediyorlardı. Yuvarlak kar tanesi, Köşeli'den kendi adresini okumasını istedi. Köşeli her zamanki çok bilmişliğiyle konuştu:
-Neden sen okumuyorsun?
Yuvarlak sakin sakin cevap verdi:
-Beyaz renk gözlerimi alıyor da. Herkes gülmüştü bu cevaba.
Her kafadan bir ses çıkıyordu. Püsküllü kar tanesi, salonun öte tarafındaydı. Büyük buz aynanın karşısında kendine bakıyordu:
-Ne kadar da güzelim! Kim bilir insanlar beni ne kadar beğenecek?
Bilgiç kırağı kar dayanamadı:
-Çok heveslenme Püsküllü. Sadece dikkatle bakanlar senin güzelliğini görebilirler. Baksana burada hiç aynı kar tanesi yok. Ama insanlar hepimizi aynı zannediyorlar.
Püsküllü cevap verdi:
-Eminim benim güzelliğimi görecek bir çocuk olacaktır, diyerek kar yanığı kremini yüzüne sürmeye devam etti. Kum kar tanesi de çanta hazırlıyordu:
-Bütün kış yeryüzündeymişim. İyi hazırlanmalıyım, diyordu.
Salonun çıkışında kocaman bir kural listesi vardı. Bilgiç kırağı sesli sesli okumaya başladı:
- Kural Biiiiir: Hiç kimse inerken bir diğer kartanesine çarpmayacak. Gökyüzü trafik kurallarına herkes uyacak. Kural ikiiiii: Kar topu oynamak isteyen çocuklara yardım edilecek. Onların istediği şekle kolaylıkla girilecek. Kural üüüüüç: Ateş, ocak gibi sıcak yerlerden uzak durulacak. Kural dööööört: Herkes listede yazan adresine inecek. Havalar ısınıp, buhar olursa beklemeden gökyüzüne dönecek.
Karlar, kuralları anladığını ifade edercesine başını sallıyorlardı.
Nihayet hazırlıklar tamamlandı. Kar taneleri iniş takımlarını giydiler. Heyecanlıydılar. İniş takımlarını giyen her kar tanesine bir melek yol gösteriyordu. Bazılarının dudakları kıpırdıyordu. Dua okuyor olmalıydılar. Kar ülkesinin çıkış kapısından bir bir yeryüzüne süzüldüler.
-İyi inişler, iyi inişler, iyi inişler...
(Devamı gelecek masalda...) |